Nefsi müdafaada bulunmak kolaydır. Ama vicdanî muhasebe yapmak ve eşi incitmemek için çalışmak bir erdemdir.
"Eşim zor bir insan. Evde ne yapsam memnun olmuyor. Bardağın hep boş tarafını görüyor." "İşten çıkınca eve gitmek istemiyorum. Eşim kapıdan girer girmez başlıyor, 'Annen şöyle yaptı.' diye söylenmeye."
Kadın ve erkekler böyle dert yanıyor. Kimse kendisinde hata görmüyor. Tabii olan, ne zaman sinirleneceği belirli olmayan biriyle yaşayan eşe oluyor. Bunalıyor, canından beziyor. Bu durumda eşler nasıl davranmalı?
Zor biriyle yaşayan eş "Ben niye böyle biriyle evlendim?" diye hayata küsmemeli, çözüme yoğunlaşmalı. Diyaloğu kesmek, problemi kördüğüme döndürür. Bunun yerine "seni seviyorum ama şu, şu davranışların beni rahatsız ediyor." diye rahatsızlığı söz ve davranışlarla anlatmalıdır. Bazen kişi davranışının eşini rahatsız ettiğinin farkına varmayabilir. Mesajı alan eş de; "Bende problem yok sen yanlış algılıyorsun" deyip işin içinden çıkmamalıdır.
Eşini mutlu eden, kendisi de mutlu olur
Nefsi müdafaada bulunmak kolaydır. Ama vicdanî muhasebe yapmak ve eşi incitmemek için çalışmak bir erdemdir. Kendisine emanet edilen eşin hukukunu korumaktır. Eşini mutlu eden kendisi de mutlu olur. Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır; aile bir fabrika, eşlerse o fabrikanın çarkları gibidir. O fabrikada "mutluluk kumaşı"nı dokumak için çarklar ters hareket etmek yerine birbirine güç vermelidir.
alıntı : gülay atasoy / 8sutun.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder