GÜZEL SÖZLER


Adalet, erdemlerin kraliçesidir.
Ağaç devrilince gölgesini ararız.
Akıl, suçlu fikir ve eylemleri, hücrelerinde zincirlemiş olan bir gardiyandır. Bazen onun, kendini zincirleyip suçluların kaçmasına göz yumduğu görülür.
Akılları pazara çıkarmışlar, herkes gidip kendi aklını almış!
Aklımız, şımarık ve gemi azıya almış bir yabani kısraktır; jokeyini ileriye olduğu kadar geriye de götürür ve türlü şahlanmalarla da ayaklarının altında süründürür.
Amerikalı iş adamı, Çinliyle alay ederek sormuş:
- “Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri ölüleriniz ne zaman yiyecek?”
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- “Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman…”
Analar Yaratıcının ilahi merhametinden en fazla nasip almış varlıklardır.
Anlatırsan unutulur, gösterirsen hatırlanır, yaptırırsan öğrenilir.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…
Ara sıra eşinize sürpriz yaparak eve bir buket çiçekle gidiniz; belirli günlerde de iyi bir restoranda akşam yemeğine çıkarınız.
Aramaya çıkmadan önce mutluluğun olduğunu kabullenmek gerekir.
Arkadaş bir kavgadan sonra herşeyin bittiğini düşünür, dost ise tekrar arar.
Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir; dost ise sana yardım etmek için erken gelir, toparlanman için geç gider.
Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır, dost ise geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır.
Arkadaş senin ağladığını görmez, dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır.
Arkadaş senin daima O’nun arkanda olmanı ister, dost ise her zaman senin arkandadır.
Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır, dost ise sıkıntınız olduğunda size koşar.
Arkadaş sizi ikinci görmek ister, dost ise ikinciniz olmaktan şeref duyar.
Arkadaş yattıktan sonra O’nu ararsan rahatsız olur, dost ise derdini anlatman için neden bu kadar geciktiğini sorar.
Arkadaş zaaflarınızı öğrenip onları kullanabilir, dost ise zevklerinizi öğrenerek onlara hitap eder.
Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakabilir, dost ise zayıflıklarınızı bildiği takdirde onları örtmeye çalışır.
Arkadaşının başındaki sineği çekiçle öldürme!
Arkadaşlarını koru!
Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız, dostlarınız ise size huzur vermeye çalışırlar.
Arkadaşsız hayat cehennem gibidir.
Aşık alemi kör, dört yanını duvar sanır.
Aşık kör olunca, sevdiğini dünya güzeli zanneder.
Aşk, bir piyango rastlantısındaki büyük ikramiyedir ki sahibini ya baştan çıkarır ya da şaşkına çevirir.
Aşk karakter yaratmaz, var olan karakteri açığa çıkarır.
Aşk kızamık hastalığı gibidir; insan ne kadar geç yakalanırsa o kadar ağır geçirir.
Atalarından bir dahi yetişmiştir diye kendilerini pek soylu sanan divanelerin çoğaldığı bir toplumda en büyük mucize, bu divaneleri yola getiren yeni bir dahinin türemesidir.
Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O, hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz.
Aydın insan araştırır, yargılar ve sonuca varır; cahil ve yobaz insan duyar, görür ve hükme varır.
Ayrık otu tohumu ekip, hasat zamanı buğday toplayabilir miyiz? Yaşamda özgür seçimlerimiz sebepleri, sebepler de sonuçları oluşturur. Sebeplerin nasıl bir sonuca yol açacağını ise evrensel ilkeler belirler. İlke merkezli bir yaşam, insana hem iç huzuru verir, hem de O’nu güçlendirerek geliştirir. Olduğumuz gibi görünmenin konforu ise hiçbir şeye değişilmez.
Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşebileceklerini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onları tutacaktır. Bu güvendir.
Bağa dadanan ayıyı, pekmez sı…caya kadar kovalamak lazımdır.
Bağışlamak, anlayışın meyvesidir.
Bakmasını bilen göz, gördüğünü anlayan beyin en güzel alaşımdır!
Basit bir insan zamanını nasıl öldüreceğini, değerli bir insan da nasıl kazanacağını düşünür.
Başarılı olduğunda utkunun sarhoşluğuna kapılma… Başarısızlık durumunda ise umutsuzluğa düşme… Unutma başarısızlık, başarı öncesi yaşanan bir denemedir.
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Başkalarına kötülük etmek için işleyen zeka, kendi sahibine iyilik etmek için çırpınan zekadan d aha becerikli ve kurnaz olur.
Başkalarının işine canla başla sarılmak lafla değil, bizzat çalışmakla olur!
Başların belası, dillerden geçer.
Bedava peynir yalnız fare kapanında vardır!
Beğenenler, biraz da kendilerini, beğendikleri kimselerden üstün gören kişilerdir.
Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler.
Beni ilgilendiren herkesin mutluluğu değil, onların her birinin mutluluğudur!
Beyninizde, sürekli olarak sizi ezen ağırlıklardan yakınıyorsunuz; onları kesip atınız. Ağaçlar, budandıkça daha verimli dallara analık ederler.
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.
Bilginim diye öğünüp durma; bu dünya, senin bilmediklerini de bilen kişilerle doludur.
Bilmeden, anlamadan, sorgulamadan coşkuyla yaşanılan her şey aşktır.
Bir babanın çocuklarına verebileceği en büyük hediye annelerini sevmektir.
Bir çok şey için gövdenizin değil, beyninizin büyüklüğü önemlidir. Ancak, kalbinizin büyüklüğü hepsinin üstündedir!
Bir diplomat “evet” derse belki anlamını çıkarın, “belki” derse de “hayır”… Eğer bir diplomat “hayır” derse, o adam diplomat değildir.
Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydır; bir dostun başarısına sevinebilmek ise sağlam bir karakter gerektirir.
Bir filozofa sormuşlar:
- “Şansa inanır mısınız?”
Filozof:
- “Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim?”
Bir gece iki gündüz arasındadır.
Bir gün, iyilikle aydınlatıldığında daha güzel olur!
Bir ihtiyar, yaşlandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere şu yanıtı vermiş:
“Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?”
Bir kadın kalbinde birden fazla çocuğa yer verebilir, incinmiş bir dizden kırık bir kalbe kadar her şeyi sevgiyle iyileştirebilir. O, hasta olduğunda kendi kendisini iyileştirebilir ve günde 18 saat çalışabilir.
Bir kez ün kazanmaya bak, öksürüğün bile moda olur.
Bir mumun, diğer mumu yakarak aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey yoktur.
Bir mutluluk kapısı kapandığında bir diğeri açılır, ama biz kapanan kapıya bakmaya devam ederiz ve önümüzde yeni açılan kapının öneminin farkında bile olmayız.
Bir şeylerin yapılmasını istiyorsan, insanların onları y apmayı unutmalarını önleyecek tedbirler al!
Bir ülkede halk ve onu yönetenler aynı rüyayı görmeye başlamışsa, uyanık kalanlar kabus görmeye başlar.
Bir zencinin rengini değiştirmenin tek yolu, beyaz adamlara beyaz yürekler vermektir.
Bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.
Birbirinizle ne kadar uyumlu olduğunuzun ölçüsü birlikte ne kadar yıl harcadığınız değil, birbirinizle ne kadar anlaşabildiğinizdir.
Birileri arkanızdan konuşuyorsa üzülmeyin, önlerindesiniz demektir.
Birini unutmak istemiyorsan O’na borç ver.
Birisi için yapabileceğiniz en güzel şey, zenginliklerinizi O’nunla paylaşmak değil, kendi zenginliklerini keşfedebilmesi için O’na yardımcı olmaktır.
Birisi sizinle faydalı ve değerli bir bilgi paylaşmışsa, bu bilgiyi başkalarıyla da paylaşmak sizin manevi görevinizdir.
Bize değer verenleri ağlatırız. Bize değer vermeyenler için ağlarız. Bizim için hiç ağlamayacaklara da değer veririz. Bu hayatın gerçeğidir. Garip, ama gerçek… Bir kez bunu anlarsan, değişmek için geç değil.
Boş durmak yerine her zaman bir şeyler yapın!
Bu dünyada seni henüz görmeden, tanımadan seven tek bir kişi vardır: “Anne…”
Bu dünyayı anlamak, bilmek ve yorumlamak değerli ve önemlidir; ancak daha iyiye, daha güzele, daha doğruya, daha insana yakışıra doğru değiştirmeye çalışmak daha değerli ve önemlidir.
Bugün ömrünüzün geri kalan zamanının ilk günü. İlk günkü gibi yaşayın ya da bırakın geçip giden hayatınıza bir gün daha eklensin.
Bugünün işini yarına bırakma!
Büyük adam olmaya gerek yok, sadece adam olalım yeter.
Büyük anneler tümüyle yumuşaklık ve sevgi dolu annelerdir.
Büyük annemiz bazen küçücük ellerimizden tutar, ama kalbimizi daima…
Cesaret ve saygı ile “hayır” demeyi öğren.
Çamaşır yıkamayı öğrenmenin yanında kendi giyeceklerinizin ütüsünü kendiniz yapınız.
Çaresizlik öğrenilmiştir. Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Çekinmeden “hayır” veya “özür dilerim” deyin.
Çevrenin saygısını kazanmak istiyorsan daima dürüst ol!
Çocuğunuzun ve çalışanınızın yanlışlarını yakalamaya çabalamayınız.
Çocuklar ne bir melek, ne de bir şeytandırlar. Onlar, nasıl bir meyve verecekleri önceden kestirilemeyen birer bodur ağaç fidanıdırlar.
Çocuklarının başarılarıyla sevinç gözyaşları döken kadınlar, arkadaşlarının başarılarıyla gururlanırlar. Doğum ve evlilik haberleri onları dünyanın en mutlu insanları yapar. Bir akrabaları ya da arkadaşları öldüğünde yürekleri kan ağlar; fakat, kendilerinde hayatla mücadele edecek gücü bulurlar. Bir öpücük ya da bir kucak açışın kırık kalpleri iyileştireceğini de çok iyi bilirler.
Çocuklarınıza öyle davranın ki büyüyüp evden gittikten sonra sizi görmek için geri gelsinler.
Çok defa söylediklerimiz yüzünden kazandığımız düşmanlar, yaptıklarımız yüzünden kazandığımız dostlardan daha fazladır.
Çok güzel bir geleceğin yolu, geçmişi unutma zorunluluğundan geçer. Eğer geçmişte yaptığın hataların ve kalbini yaralayan olayların üstesinden gelemezsen hayatta ilerleme yapamazsın.
Çok nadir karşılaşılabilecek bir gülü bulabilmek amacıyla dünya turuna çıkan kişi, on yıllık bir aramadan sonra o gülü kendi bahçesinde buldu…
Çok sayıda çocuk, ana babalarının para ve kariyer hırsından ötürü ihmal edilir ve mutsuz olurlar. Lütfen, çocuklarınızı unutmayınız.
Çorba, pilav ve makarna yapmayı mutlaka öğreniniz, et terbiye etmeyi ve pişirmeyi de mutfak bilgilerinize ekleyiniz.
Çözümsüz hiçbir problem yoktur, çünkü çözüm bizdedir!
Daima doğruyu söyle!
Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama ihanet etme!
Dayanılması en kolay ağrı başkasının çektiği ağrıdır.
Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.
Deli, kendi aklından değil, başkalarının akıllarından kuşkulanan kimsedir. Herkesi akıllı sananların da pek akıllı olduklarını sanmayınız; tüm ağaçların yaprakları vardır diye hepsinin meyveler verdiğine mi inanıyorsunuz?
Depremle aşk arasındaki benzerlik, ikisinin de insanı fena halde sarsmasıdır.
Dil keskin bıçaktır, kan akıtmadan adam öldürür.
Dilin yumuşak olması, sertlikleri yumuşatmak içindir. Bıçaklar, bileği taşlarını aşındırırlar ama, onları keskinleştirenler de bu taşlardır.
Dinlemeyi bilmek bir sanattır. Bu sanatı öğren ve uygula!
Diplomat, kadınların doğum günlerini hatırlayan, ama yaşlarını unutan adamdır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Doğrul, devril, ama eğilme!
Dost var iyi gününde sefalıdır, dost var kötü gününde cefalıdır.
Dostlarınızı yarı yolda bırakmayın.
Dostu üzmek, düşmanı sevindirir.
Dostundan bir cefa gördüysen, O’nun bin tane vefası olduğunu hatırla.
Duygularınıza sahip olun, yoksa onlar size sahip olurlar.
Dünya insana ait değildir; insan dünyanındır.
Dünya, temeli zorluk üzerine kurulmuş bir evdir. Orada zorluk olmadan yaşamak imkansızdır.
Düşüncelerine katılmayanları hainlikle suçlama…
Eğer bu dünyada kin olmasaydı bile onu mutlaka icat ederlerdi!
Eğer kalplerimiz saymaksızın verebilirse, yaşamımız daima dolu olacaktı r.
Ekmeği paylaşmak, ekmekten daha lezzetlidir.
Eleştirilere üzülmeyin. Onlar değişim için bir fırsattır.
Eleştirmeyin, şikayet etmeyin, ayıplamayın!
Elinde olunca günaha mani olmayan, onu teşvik ediyor demektir.
Elini aç, gözünü aç, kapını aç, ama ağzını açma!
Elini tuttuğundan daha fazla dilini tut! Çünkü, ağızdan çıkan gereksiz bir söz serseri kurşuna benzer; gittiği yere felaket götürür.
Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmaz ise, insan da acı çekmeden olgunlaşmaz.
Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma.
Emek ver, kulak ver, bilgi ver, ama hiçbir zaman boş verme!
En büyük yanlış, yanlışların farkında olmamaktır.
En büyük ve yenilmeyen tek gücün bilgi ve deneyim olduğunu unutmayınız.
En parlak gelecek daima unutulmuş geçmişin üzerine bina edilecektir. Geçmiş başarısızlıklar ve kalp kırıklıklarını bırakmadan hayatta ileri gidemezsiniz.
En zor taklit edilen imza, bir defada kalemi kağıttan kaldırmadan atılan imzadır. İmzanızı bu şekilde atmaya gayret ediniz.
Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak isterler.
Eski bilgi ve düşünceler de eskimiş şaraplar gibi değerlidirler; fakat bunlar daima faydalı olamazlar. Müzeleri dolduran çatlak vazolar, baş ve kolsuz heykeller gibi…
Eşek alim olmaz su taşımakla tekkeye,
İnsan adam olmaz gitmekle Mekkeye…
Eşiniz yemek hazırlarken mutfaktan ayrılmayarak yardımcı olunuz ve yemekten sonra sofrayı toplamaktan kaçınmayınız.
Eşinle iyi anlaşmaya bak. Huzur ve sevgiyi O verecektir!
Evin içinde cumartesi ve pazar hariç pijama veya eşofmanla dolaşmayınız; hatta bu günlerde bile uygun bir kıyafet giyiniz.
Evlat acısı yaşamaktan, yetim hakkı yemekten, kuru iftiraya uğramaktan, sabırlı insanların öfkesinden, korkusuz insanların cesaretinden ve kendi nefsinizden korkunuz.
Evlatlarının gidişat ve davranışlarından yakınanlar, onları kendilerine benzetmiş olanlardır.
Evlilik, kişinin düşmanıyla yattığı tek savaş şeklidir.
Fırsat, aramayı bilmeyenlerin önüne çıkan bir servettir; fakat gerçek servetin ne olduğunu bilmeyenler, onu pek ucuza satarlar.
Fidan büyüt, garip doyur, çocuk besle, ama kin besleme!
Filozofların çoğu, her şeye akılları erer gibi görünen vurdumduymazlardır. Onlar, hastalarına verdikleri ilaçları kendileri içmeyen hekimlere benzerler.
Gençlik için kadın bir roman, erkek bir kahramandır. Piyes başlayınca, çoğu zaman ikisinin de bunalım rolüne çıktığı görülür.
Gerçek dostlar yıldızlara benzerler, karanlık çökünce ilk onlar gözükürler.
Gerçek sevgi iyilik gördüğü nde artmayan, kötülük gördüğünde eksilmeyendir.
Gösterdim! Gördü anlamına gelmez.
Söyledim! Duydu anlamına gelmez.
Duydu! Doğru anladı anlamına gelmez.
Anladı! Hak verdi anlamına gelmez.
Hak verdi! İnandı anlamına gelmez.
İnandı! Uyguladı anlamına gelmez.
Uyguladı! Sürdürecek anlamına gelmez…
Günlerini say, servetini say, büyüklerini say, ama yerinde sayma!
Hedefe koş, yardıma koş, ama ortak koşma!
Işığın da bir sesi, sesin de bir ışığı vardır. Senin kulakların tıkalı, duyguların gevşemiştir diye, var olanların yok olduğuna mı inanalım?
İşini beğen, eşini beğen, aşını beğen, ama kendini beğenme!
İtil, atıl, ama satılma!
Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner!
Okumaktan zarar gelmez. Oku, ama lanet okuma!
Paranı ver, gönlünü ver, selam ver, canını ver, ama sırrını verme!
Rakibini geç, sınıfını geç, ama gülüp geçme!
Yarınları hazırlamayan bugün, dünün artığı bile değildir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Strese İyi Gelen Şeyler