Hadisi Şeriflerde buyurulur ki,
"Bir Mümin İnanç İle Bu
Yedi Ayeti Okumaya Devam Eder İse Gökten Dünyaya Uhud Dağı Büyüklüğün
de Azap Ve Belalar Yağsa,Bu Ayetleri Okuyan Kimseye Bu Ayetlerin
Bereketiyle,Rabbimizin İzniyle Hiç Bir Zarar Erişmez Ve O Kişi Bütün
Belaları Üzerinden Def Eder"
(Tevbe SURESİ 51.AYET)
قُل لَّن يُصِيبَنَا إِلاَّ مَا كَتَبَ اللّهُ لَنَا هُوَ مَوْلاَنَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve mevlânâ, ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).
De ki: “Allah'ın bize yazdığı şeyden başkası, bize asla
isabet etmez. O, bizim Mevlâ'mızdır.” Ve artık mü'minler, Allah'a tevekkül etsinler.
(Yunus SURESİ 107.AYET)
وَإِن
يَمْسَسْكَ اللّهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُ إِلاَّ هُوَ وَإِن
يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلاَ رَآدَّ لِفَضْلِهِ يُصَيبُ بِهِ مَن يَشَاء مِنْ
عِبَادِهِ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Ve in yemseskallâhu
bidurrin fe lâ kâşife lehu illâ hû(hûve), ve in yuridke bi hayrin fe
lâ râdde li fadlih(fadlihi), yusîbu bihî men yeşâu min ibâdih(ibâdihi),
ve huvel gafûrur râhîm(râhîmu).
Ve eğer Allah, sana bir
zarar (bir darlık) dokundurursa, artık onu, O'ndan (Allah'tan) başka
giderecek kimse yoktur. Ve eğer sana (senin için) bir hayır isterse, o
taktirde O'nun fazlını geri çevirecek kimse yoktur. O'nu kullarından
dilediği kimseye isabet ettirir. Ve O; Gafûr'dur (mağfiret eden),
Rahîm'dir (rahmet nurunun sahibi).
(HUD SURESİ 6.AYET)
وَمَا
مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ إِلاَّ عَلَى اللّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ
مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ
Ve mâ min dâbbetin fil ardı illâ alâllâhi rızkuhâ ve ya'lemu mustekarrehâ ve mustevdeahâ, kullun fî kitâbin mubîn(mubînin).
Ve
yeryüzünde yürüyen bir canlı yoktur ki; onun rızkı, Allah'ın üzerine
(Allah'a ait) olmasın. Ve onun karar kıldığı (kaldığı) yeri ve onun
emanet (geçici) durduğu
yeri bilir. Hepsi Kitab-ı Mübîn'dedir
(HUD SURESİ 56.AYET)
إِنِّي
تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبِّي وَرَبِّكُم مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلاَّ
هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
İnnî
tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve
âhızun bi nâsıyetihâ, inne rabbî alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
Muhakkak
ki ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. Yürüyen
hiçbir canlı mahlûk (dabbe) yoktur ki; O (Allahû Tealâ), onun
perçeminden tutmuş (O'nun kontrolü altında) olmasın. Muhakkak ki benim
Rabbim, Sıratı Mustakîm üzeredir (Sıratı Mustakîm'in kontrolü
Allah'tadır).
(ANKEBUT SURESİ 60.AYET)
وَكَأَيِّن مِن دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ وَهُوَ السَّمِيعُ
الْعَلِيمُ
Ve keeyyin min dâbbetin lâ tahmilu rızkahâ allâhu yerzukuhâ ve iyyâkum ve huves semîul alîm(alîmu).
Ve
hayvanlardan niceleri vardır ki kendi rızkını taşımaz. Allah, onları
rızıklandırır ve sizi de. Ve O; en iyi işitendir, en iyi bilendir.
(FATIR SURESİ 2.AYET)
مَا
يَفْتَحِ اللَّهُ لِلنَّاسِ مِن رَّحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَا وَمَا
يُمْسِكْ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِن بَعْدِهِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Mâ
yeftehillâhu lin nâsi min rahmetin fe lâ mumsike lehâ, ve mâ yumsik fe
lâ mursile lehu min ba’dih(ba’dihî), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Allah,
rahmetinden insanlar için ne açarsa (genişletirse), o taktirde onu
tutacak yoktur. Ve neyi tutarsa, artık O'ndan sonra onu gönderecek
(serbest bırakacak) da yoktur. Ve O; Azîz'dir (üstün, yüce), Hakîm'dir
(hüküm ve hikmet sahibi).
(ZUMER SURESİ 38.AYET)
وَلَئِن
سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ
اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ إِنْ
أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ
أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ
اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâh(yekûlunnallâ
hu),
kul e fe raeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhu bi durrin
hel hunne kâşifâtu durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hunne mumsikâtu
rahmetih(rahmetihi), kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), aleyhi yetevekkelul
mutevekkılûn(mutevekkılûne).
Ve eğer gerçekten onlara:
"Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorarsan, mutlaka: "Allah" derler.
De ki: "Allah'tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Eğer Allah bana bir
zarar dileseydi, O'nun zararını onlar giderebilir mi? Veya bana bir
rahmet dileseydi, onun rahmetini tutabilirler mi (engelleyebilirler
mi)?” De ki: “Allah bana yeter!” Tevekkül edenler (yalnız) ona tevekkül
ederler (onu vekil ederler)."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder